Harran’dan ‘Çevre dostu pamuk’

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Osman Çopur, Türkiye’deki pamuk tüketiminin yaklaşık 1 milyon 600 ton, üretimin ise yaklaşık 850 bin ton olduğunu belirterek dokumacılık dalının muhtaçlığının karşılanabilmesi için tarım alanlarına daima pamuk ekildiğini söylüyor. Prof. Dr. Çopur’a nazaran daima birebir eserin ekilmesi topraktaki bitki besin istikrarının ziyan görmesine, kullanılan su ölçüsünün artmasına ve kimyasal gübre ve ilaçlara giderek daha fazla gereksinim duyulmasına neden oluyor. Tüm bu etkenler uzun vadede eserde randıman ve kaliteyi düşürürken tabiata da büyük ziyan veriyor. Harran Üniversitesi’nin pamuk projesi de bu olumsuz etkenlere deva olmayı hedefliyor.

TOPRAKTA DAİMA BİTKİ OLACAK
Son vakitlerde dokuma kesiminde tabiat dostu tarım uygulamalarının epeyce tanınan olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çopur, “Bu biçimde üretilen pamuğa da bir talep var. Bu durumu Kahramanmaraş merkezli bir dokuma firması bize anlattı. Bunun üstüne biz de araştırmaya başladık. Etraf dostu pamuk üretiminde yani rejeneratif tarım sürecinde yapılması gereken süreçler var. Onlardan biri de topraktaki erozyonun önlenmesi için toprak yüzeyinin daima bitkiyle kaplı olması. Bunun için pamuğun yetiştiği mayıs- kasım ayları dışında kalan 6 ay boyunca kışlık yem bitkileri ekerek toprağın daima bitkiyle kaplı kalmasını sağlayacağız” dedi.

PAMUĞUN GÜBRESİ BAKLAGİLLERDEN
Prof. Dr. Çopur toprağın daha verimli hale gelmesi ve kimyasal gübreye duyulan muhtaçlığın azalması için yapılacakları da şöyle anlattı: “Kış periyodunda toprakta yer alacak bitkiler, baklagiller familyasına giriyor. Onlar, köklerindeki bakteriler sayesinde havanın hür azotunu toprakta biriktiriyorlar. Bu sayede pamuğun gereksinim duyduğu gübrenin bir kısmı sağlanabiliyor. Ayrıyeten baklagil kümesindeki bitkileri yetiştirerek toprağı organik unsur istikametinden de zenginleştirmiş olacağız. Hasebiyle pamuğun daha sağlıklı gelişeceğini, bunun randımana de yansıyacağını ve dokumacılık eserlerinde de farkındalık yaratacağını düşünüyoruz.”

DAHA AZ SUYLA DAHA KALİTELİ ÜRÜN
Projede, damla sulama sistemiyle de sudan tasarruf edilmesi planlanıyor. Çopur, “Bu uygulamalarla sudan yüzde 30’dan fazla , gübredense yüzde 25 civarında tasarruf etmeyi bekliyoruz. Bu çalışmayla birlikte toprağın randımanının yüzde 10 ila 20 ortasında artacağını düşünüyoruz. Ayrıyeten bu formda pamuğun lif özelliklerinde de kimi iyileşmelerin olmasını bekliyoruz. Bu sayede pamuğun kalitesi de artacak ve daha güçlü eserler ortaya çıkacak” dedi. Yurt dışında yaşayanların etraf dostu eserleri kullanmaya kıymet gösterdiğini de söyleyen Prof. Dr. Çopur, “Rejeneratif pamuk üretimi yurt dışında da çok yeni. Şu an yalnızca Brezilya’da ve Avustralya’da yapılıyor. Ülkemizde bu proje bir birinci olacak. Projeye 15 ekimde kışlık eser ekimiyle başlayacağız” diyerek üniversitelerinde geliştirilen bu prosedürün kısa müddette tüm pamuk üreticilerine örnek olmasını dilediklerini söyledi.